6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Konsolide metin
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Konsolide metin
H) Katıldığı faaliyetlerin akışını ve düzenini engelleyici ve bozucu nitelikte kastî davranışlarda bulunmak, faaliyeti yürüten kişinin uyarısına rağmen bu davranışlarına devam etmek. E) Kullanması için kendisine verilen bir şeyi satmak veya başkasına vermek. H) İyileştirme ve eğitim faaliyetlerinde kendisine verilen ödev ve görevleri yapmamak. F) Kuruma ait eşyayı usulüne uygun olmayan şekilde almak veya kullanmak. E) Kurum içindeki iş ve eğitim yerini izinsiz terk etmek.
Son olarak, akaryakıt ve/veya oto gaz istasyonları, enerji santralleri ve fabrikalar, ikinci ve üçüncü sınıf gayrisıhhi müessesler sınıfında yer alır. Bu işletmelerdeki denetimlerde; insan sağlığına zarar verilmemesi, çevre kirliliğine yol açılmaması, yangın, patlama, iş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin düzenlemeler dikkate alınır. Keza, genel güvenlik, trafik ve karayolları, imar, kat mülkiyeti ve doğanın korunması ile ilgili düzenlemeler de denetimde esas alınan diğer kriterlerdir. Örneğin sanayi bölgeleri ve endüstri bölgelerinin etrafında sağlık koruma bandı konulması mecburidir. Yani tehlikeli nitelikteki bu işletmelerin yer aldığı bölgelerin etrafında mesken veya insan ikametine mahsus yapılaşmaya izin verilmez.
- Maddelerinde disiplin suçlarından dolayı Yüksek Disiplin Kurulunun, “uyarma”, “kınama” ve “görevden çekilmeye davet” disiplin cezaları verebileceği düzenlenmiştir.
- Cezalının ordudan ayrılması halinde evvelce verilmiş bulunan cezanın çektirilmesi veya tamamlattırılması disiplinin temini bakımından katkı sağlamayacaktır.
Kaldı ki göz hapsi cezası iç hukukumuzda hürriyeti bağlayıcı ceza olarak kabul edilmiştir. AİHS’de düzenlenen temel hak ve özgürlükler taraf ülkelerin göz önünde bulunduracağı asgari standartlardır. Ülkeler vatandaşlarına bu asgari standartlardan daha geniş hak ve özgürlük tanıyabilir. Bu durumda Sözleşmenin denetim organı olan mahkeme öncelikle ülkenin iç hukukunda yer alan düzenlemelere bakacak, eğer iç hukuktaki hak ve özgürlüklerin daha geniş olduğunu tespit ederse denetiminde bu normları esas alacaktır. Hal böyleyken iç hukukumuzda kişi özgürlüğünü ihlal eden bir ceza olarak kabul edilen göz hapsi cezasının verilmesinde de 5. Maddedeki kriterler aranacak ve kişi özgürlüğünün ihlal edildiği kabul edilerek, AİHSnin 5. Fıkraları uygulanarak göz hapsi disiplin cezası da yargı yerince denetlenebilecektir.
657 SK’da düzenlenen disiplin suçlarından dolayı verilen disiplin cezalarının infazı aşamasında herhangi bir sınırlama öngörülmediğinden cezaların sicilden silinme süresi içinde infaz edilebileceğini söyleyen görüşler bulunmakla birlikte[264], bu durum disiplin amirleri tarafından bir tehdit aracı olarak kullanılmaya müsaittir. Disiplin cezalarının infaz edilememesi ya da edilmemesi durumlarında ne zaman zamanaşımına uğrayacağının yasal düzenleme yapılarak belirlemesi gerekmektedir. Görevdeyken verilen bir disiplin cezası, herhangi sebeple görevden ayrılan kişi hakkında uygulanabilecek midir? Bu gibi durumlarda verilen cezanın niteliğine göre uygulama imkânı varsa uygulanması, uygulanma imkânı yoksa disiplin cezası kararının ilgilinin sicil dosyasına konulması gerekir[260]. Danıştay bu konuda verdiği bir kararında ; “… verilen disiplin cezasının uygulanmasına gelince; cezanın niteliğine göre uygulanma imkanı varsa uygulanır, fiilen olanağı yoksa karar o kişinin sicil dosyasında muhafaza edilir. Maddelerinden istifade ederek yeniden memuriyete giren kişi hakkında böyle bir durum var ise uygulama da o zaman mümkün olabilecektir…[261]” şeklinde karar vermiştir. Eğer disiplin amirince bir disiplin kabahati nedeniyle göz hapsi yada oda hapsi cezası verilirse yasada belirtildiği üzere cezanın ilgiliye tebliğinden itibaren bir sene geçtikten sonra bu ceza zaman aşımına uğrayacak ve infaz edilemeyecektir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri” başlıklı 307. Fıkrasına göre; “Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar”. Her hafta sunulan Rokubetbetcasino fırsatlarını kaçırma. Rokubetbetbet. Yazı konumuza verilecek cevap hukuk tekniği açısından evet olacaktır, çünkü konu ile ilgili Anayasa m.154 ve m.155, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süreleri ile ilgili herhangi bir hükme yer vermemiş ve bu hususu kanunlara bırakmıştır. Yargıtay ve Danıştay Kanunlarında da, 2016 yılında yapılan değişiklikle 12 yıllık üyelik süresi sınırı ve ikinci kez seçilme yasağı getirilmiştir. Ancak bunun yararlı olup olmadığı, “kuvvetler ayrılığı” ilkesi uyarınca kabul görmüş yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına aykırı düşüp düşmediği, yüksek mahkemelere seçilip görevlendirilmiş yargı mensuplarının süreleri bittiği gerekçesiyle tekrar derece mahkemelerine gönderilmelerinin uygunluğu ayrıca tartışılması gereken bir konudur. Örgütlü suçlarda cezaların infazı konusunda; Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-j, 58/9 ve 220 hükümleri ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/4 hükmünde yer alan kavramların farklılığından kaynaklanan, belirli ve öngörülebilir niteliği taşımayan, çelişkili ve adil olmayan uygulamalarla karşılaşılabilmektedir. Sorunun çözümü; 5275 sayılı Kanun m.107/4, TCK m.6/1-j ve m.220 hükümlerinin, birbirlerine uygun çatı kavramlar kullanılarak yeniden düzenlenmesi ile mümkün olabilecektir. Aksi halde; örgütlü suçların infazında, hem adaletsizlik ve hem de yeknesaklıktan uzak uygulamalar varlığını sürdürecektir. (2) 5 inci madde uyarınca disiplin amirince düzenlenecek ve yetkili savcılığa gönderilecek adli soruşturma dosyası üzerine uyuşturucu veya uyuşturucu olarak kabul edilen diğer uyarıcı madde kullanımının tespitine yönelik rapor, yetkili savcılıktan istenir ve disiplin kurulu dosyasına konulur.
Maddesi uyarınca fesat ve isyan halinde her üst, emir ve komuta işini üzerine almakla görevlidir. Böyle durumlar oluştuğunda emir ve komuta işini devralan üst, amir konumuna geçmektedir. Maddesi uyarınca, disipline aykırı gördüğü her hale müdahaleye ve emir vermeye her üst yetkili ve aynı zamanda görevlidir. Böyle durumlarda müdahalenin yapılması ve emir verilmesiyle ast ile üst arasında hizmet ilişkisi kurulduğundan, üst amir konumuna geçmektedir[282]. Belirtilen durumlarda, suçların işlenmesi sırasında oluşan amirlik, disiplin amirliği olmadığından, bu kişilerin astlarına disiplin cezası verme yetkileri yoktur. Maddesinden kaynaklanan geçici tutuklama yetkisini kullanabilirler. Maddesinde yazılı askeri kabahatlerden ibaret olup, işleniş tarz ve şekilleri veya meydana getirdikleri sonuçlar bakımından nispeten hafif sayılabilecek fiillerdir[44].
Askerleri disiplin altına almanın bütün ordularda yerine getirmesi istenen işlevlerden biri de, askeri hizmetin teknik yanıyla ilintilidir. Askerler gerek silahları ve silah sistemlerini, gerekse de nakliye ve iletişim araçlarını en güç koşullar altında kullanmayı öğrenmek zorundadır. Savaşın sevk ve idaresinin teknolojikleşmesiyle, işlev disiplini de gittikçe daha çok önem kazanmaktadır. Artık sanayi çağına gelindiğinde ordular uzmanlık yeteneklerini çoğu zaman zahmetli özel eğitimlerle elde eden çeşitli teknik uzmanlara gittikçe daha çok ihtiyaç duyar olmuşlardır. Bu kimselerden ”körü körüne itaat” yerine operasyona yönelik talimatlar doğrultusunda yetkin ve bağımsız davranma becerisi talep edilmektedir[11]. Sadece Sermaye Piyasası Kanunu değil aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu’nun sermaye piyasasını etkileyen düzenlemeleri de ders çerçevesinde dikkate alınacaktır. Bu ders kapsamında alternatif uyuşmazlık çözümü kavramı ve tarihi gelişimi, alternatif uyuşmazlık çözümünün uygulama alanı ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ile özellikleri ele alınmaktadır. Müzakere arabuluculuk, uzlaşma ve tahkim ulusal ve uluslararası düzenlemeler çerçevesinde etraflıca ele alınacak çözüm yöntemleri arasındadır. Bu yöntemlerle devlet yargısının ilişkisi üzerinde ayrıca durulacaktır. Derste, Ürdün, İran, Fas ve Tunus gibi ülkelerden örneklerle İslam hukukunun günümüz resmi uygulamalarına işaret edilecektir. Hukuk felsefesi, hukuk kavramı altında toplanan bütün olay ve kurumları felsefi bir yaklaşımla ele alır.
Be nedenle de kişinin özgürlük ve güvenlik hakkı[541] başta İnsan Hakları Evrensel Bildirisi olmak üzere, çeşitli Uluslararası Sözleşmelerde yer alan önemli insan haklarından biridir. Bunlardan biri, “kişi özgürlüğü ve güvenliğinin tanınması”, diğeri de “kişi özgürlüğü ve güvenliğini korumak için alınan önlemler”dir[543]. Askerlerin sivillerden farkı, gerektiğinde vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda bilerek ve isteyerek yaşama hakkından vazgeçme mecburiyetinin olmasıdır[500]. Bu husus, 211 sayılı İç Hizmet Kanunu’nun 37.maddesinde metni verilen askerlik yemininde ve 39. Bunun yaptırımı olarak da Askeri Ceza Kanunu’na, vazife ve hizmette şahsi tehlike korkusunun cezayı hafifletmeyeceğine ilişkin bir hüküm konmuştur (m. 46/1). AİHS’nin usulüne göre yürürlüğe girmiş temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir uluslararası sözleşme olduğu açıktır. 5170 SK ile yapılan değişiklik neticesinde, iç hukukta AİHS hükümleri ile aynı konuda farklı hükümler içeren kanun hükümleri, uygulanamaz konuma gelmiştir. AİHS ile kanun hükümlerinin çatışması sorunu bu şekilde çözülmüş ise de, Anayasal normlar ile çatışması durumunda hangisinin esas alınacağı sorunu halen devam etmektedir. Anayasal düzenlemenin yapılış şekli esas alınırsa, Anayasa koyucunun, Anayasa’nın üstünlüğü ilkesinin gereği olarak AİHS’ye Anayasal değer veya Anayasa üstü konum vermek istemediği sonucu çıkmaktadır[484]. Yukarıda belirtildiği üzere AİHS’ne Anayasa üstü değer veren ve çatışma halinde AİHS’nin uygulanmasını ileri süren görüşler de bulunmaktadır.
Leave a Reply